ŞUUR, NASİP VE ZAVAL
Yerel sorunları göz ardı atalım. Genel tartışmalardan bizde beslenelim. Zarif dokundurmalarda bulunalım. "Hınç alma", "Hınç çıkarma" deyimleri; içinde kin ve öfkeyi barındırır. Bu deyime uygun davranışlara sıkça rastlanır. Damdan düşercesine kullanılması soğuk duş etkisi yaratır.
Başlığımızın içini açalım, ne çıkacak?
ŞUUR:(isim) Bilinç. Kavram üzerinde sorgulamalar yapalım. Bilinç nedir? Neleri kapsar? Neden gereklidir? Sorularını ortak akılla açıklayalım. Konumuz insanın insani değerlerinin tanınması.
Yanlış anlamıyorsam; yaşamın gereklerini yerine getirmek kaçınılmaz. Gerekli olan bilgi, beceri, deneyim, maddi, manevi, sosyal, kültürel(hars), sevgiler, aşklar, hırslar ve öfkelerin tümüne şuur demek yerinde olur.
NASİP:Yaşamımız süresince; Siyasal, sosyal, kültürel, hukuki, tarihi eğitim davranışlarından alınan pay, parça, hisse, hak, kısmet talih, baht günlük kazanç.
ZAVAL: (Arapça. Ön ad.) Acınacak kadar kötü durumda bulunan. Mutsuz.
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'ni göz ucuyla okuduğumuzda; "TÜRKİYE" bilinci oluşumu akşamdan sabaha doğmamıştır. Anadolu ve Rumeli Coğrafyası insanlarının kanları ve canları pahasına yedi düvele karşı meydan okumanın alın teri ve göz nuruyla yoğrulmuştur. Bu düşünce, mukaddes bir düşüncedir. "Her Ulusun kendi kaderini kendi tayin etme hakkı"nın yerini bulduğu toprakların ortak adıdır.
Bu vatan üzerinde yaşayan insanların; uluslaşma bilincinin, vatan aşkıyla yanıp tutuşarak, bayraklaştırıldığı ortak tarih kültürünün; Çanakkale Conkbayırı, Anafartalar, Kanlısırttan, Afyon Ovası'na taşınmıştır. O ŞUUR'un (ortak bilinç) yarattığı; Ulusal Varoluş Destanıdır. "Ak Deniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" coğrafyada yaşanan en büyük insanlık vahşetinden nasibini alan ulus şuuru.
Bu BİLİNÇin aydınlığında toplanır insanlar. Kurtuluş şuurunun yarattığı sinerjiden birlik ve dayanışma doğar.Türk vatanı FELAHA(Kurtuluşa)ulaşır. Savaş meydanlarından gerekli payını alır milletimiz.Büyük Önder; milletimiz bir daha savaş görmesin diyor." Yurtta barış, Dünya da barış" diyerek tüm Dünya'ya seslenirAtatürk.
Bu coğrafyayı işgal edenler; geldikleri gibi gitmezler. Paylarına düşen yenilmişlik içinde; yaya yapıladak İzmir'e, Ayvalık' a, Bandırma'ya, Akdeniz kıyılarına kendilerini zor atarlar.
O günün zavallıları, o günün işbirlikçileriyle bugün; Türk Ulusu'nun karşısına, her türlü bölücülük ve terör tehditleriyle dikilirler. NUTKU içine sindirerek okuyanlar ancak bunu anlayabilirler. Bugün komşularımızın başına gelenler, yarın ülkemizin başına gelmesi kaçınılmazdır.
Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarında; Türk Ordusu 29 karşı Devrim başkaldırısına karşı gerekli önlemlerini almıştır. 30 yılan bu yana ülkemize dayatılanda budur. Aşiret, tarikat, siyaset üçleminde çalışmaktadırlar. ABD ve AB'nin desteğinde, 24 Temmuz 1923 Lozan'da alamadıklarının hesabı içindeler. Sevr'le gerçekleştiremediklerinin hayali ve zavallılığı içindeler.Onun gelecek yüz yılın haritalarını çizmeye çalışmaktadırlar.
ABD ve AB'ye hizmet edenler; asıl" şuursuz, nasipsiz, ve zavallı"dırlar.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home