DOĞRULAMA
Eğitimin temel ilkelerini binlerce yıl önce tanımlayan bilge Konfiçyus diyor ki: "İşitirsem unuturum. Görürsem hatırlarım. Yaparsam bilirim." Sözleriyle özetliyor. Yaşadığımız zaman dilimi bir başka. Eğitimin- öğretimin anlamı, biçimi ve içeriği değişmiştir.
Yaşamdan kopuk, üretimden uzak, üretim alanlarından uzak, sosyal tesislerden mahrum; şirketleşmiş, siteleşmiş, abilerin, ablaların aklına terkedilmiştir. Yatılı adıyla anılan YİBO'lar otuz, kırk, elli yılın gerisine düşürülmüştür. Tarikatların, fanatik çıkar gruplarının at oynattığı alanlara dönüşmüştür.
Son yıllar da eğitim ve öğretim din tüccarlarının elinde bir oyuncak halindedir. Akıl ve bilimden uzaklaştırılmıştır. Ezberci, şartlanmacı içeriğiyle gençliği morfine etmiştir. Yat- test, kalk-test, çöz- test biçimine dönüştürülmüştür. Çoktan seçmeli yaşam çok güzel ama, iş ya şundadır ya bunda ya dönüp, şans oyununa dönüşünde boş nesiller, hoş nesiller yaratılıyor.
Dondurulmuş beyinler, ne kadar daha buz dolabında saklanabilir. Durum böyle olunca her şeyin anlamı değişiyor. Konumuz yaşadığımız ömüre bir anlam katmak. Her anın içini doldurup, kendi kendimizi gerçekleştirmek gerekir. Yaptığımız yarattığımız tüm işleri doğrulayıcı tavır ve edalar içinde olmak daha anlamlı. Böyle olmalı diyerek düşünüyorum.
Kedimizi gerçekleştirirken, yerinde ve zamanında yapılan doğrulamalar içinde olmamız, bizi, yaşadığımız zamanı geleceğe taşır.
Devletimizin asli görevinin başka kurumlara havale edilmesi insanımızı yakan Eğitim ve öğretimin; şirketsel, tarikatsal, vakıfsal, sınıfsal ve saldım çayıra, mevlam kayıra olması kaygılarımızın kökeni. Önce insan mı? Yoksa önce para mı? Önce Vatan mı? Önce şirket mi? Önce vakıf mı? Gibi sorular burgacına dalıp kalıyoruz.
Özel öğretim kurumlarına karşı değilim, iyi niyetle kurulan kurumların; Devletin bölünmezliği, halkınızın huzur ve refahı bağlamında düşündüğümüzde sorun yok.Her kurumun kendini devlet yerine koyması, devletin tüm kurumlarının Amerkan vari, kovboy zihniyetiyle yönetilmesi insanın içini gıdıklıyor.
Taraf olmadan, bertaraf olmaz. Eğitimi ve öğretimin derslerini; abilere ablalarabırakıp; çocuğun en yaşanılası zamanını özel öğretmen, dershane, okul arasında sıkıştırırsan, sonra " Ne oldi bize? Ne oldi bize?" türksünü çığırır vatandaş.
Daha ilerisine gidelim. Korku eğitimimden sevgi eğitimine geçişin sancıları içinde; her kes son günlerde duygusallaştı. Bu yaygın bir düşünceye dönüştü. Ben gencime şunu dersen, bunu dersen psikolojisi bozulur. Olmaya psikoloji bozulmaz ki.
Olmayan et kokmaz, sütsüz bardak; süt kokmaz, ancak nasıl bir durumsa anlayamadım.
35 yaşına kadar baba parası, gelsin çaylar, gitsin hamburger tostlar, içilsin COCA COLA lar. Türkiye yaş ortalaması 70. kaldı geriye 35 yıl. İster çalış, ister yat. Boş gelip boş git. İstersen yangelip yat. İstersen bir yerlere sövken. Sen bilirsin!
Sen, ben, bizim oğlan seçim sonrası bir düşünürüz. Hele bir oyunu ver. Boyunu gör. Seçim davası, geçim davası birbirine karışır. İnsanlarımız da buna alışır. Ne yapalım kaderim buymuş diyerek boyun büker insanlarımız.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home