Perşembe, Ocak 04, 2007

HANİ VAR YA!...



--
İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com

Bülbüller susup, kargalar ötüyorsa. Kargalar bir inip, bir kalkıyorsa. Çağıldayan ırmaklar kuruyup, ayakkabıya su girmeden   geçiliyorsa. Mevsim yaz değil, kışsa. Bülbül neylesin gülü, ırmaklar neylesin suyu, vadiyi sarmışsa puslu duman, yürünecek çok yol, aşılacak çok dağ, yazılacak çok söz var.

         70"likler konuşurlar; "-Hey!... gidi gençlik". Yoksul derki; Ah!... bir param olsa. Çiftçi derki; ah!... Bir rahmet yağsa. Öğrenci mızıkır derste; şu ders bitse, işçi iş yerinde ağırdan alır, mesai bitse.   Sokakta her kes yakınır.  Ne olacak bu memleketin hali? Ne var ki memlekette güllük gülistanlık. Alan razı. Satan razı. Başkasına ne oluyor?

         Yıllardır çırpınıyoruz. Türkü söylüyoruz. Sındırgı, Dursunbey, Bigadiç, Balya, İvrindi, Savaştepe.......ağzıyla. Eğitimin cılkı çıktı. Eğitim, Geçleri zaman değirmeninde öğütüm haline dönüştü. Her basamak eğitim kurumunda ki yakınıcılar; Eğitim kurumu, valiler öğrenciler,   öğretim görevlileri. Eğitim kurumu olarak adı değişti. İlk öğretim oldu. İlk ne öğrenilirse her şey orada kalıyor. Okulda kalıyor. Dershanede kalıyor. Sınıfta kalıyor. Nasıl olsa sistemin adı öğretim. Eğitim değil ki. Okul tabelalarını ha siyah yapmışsınız ha mavi, değişmez ki. Önlüklerin rengi değiştide, eğitim ve öğretimin kalitesi değişti mi? Sen sokaktaki; işsiz gençlere bak. Diplomaya bakma. Diplomalı işsizler ordusuna bak.

         Her öğrenilenin yarıdan fazlası 24 saat içinde unutulur. Kalan 48 saat içinde gider. Geriye elinizde sevgili insan modeli kalır. Eğitim ve öğretim Atbaşı olması ideal olanıdır. Şimdi ideal mi? Tartışılır.

         Teknoloji çağındayız. Gencimiz  her şeyi öğrensin.Her bilgiye ulaşmasına karşı olmak insana ihanettir. Sorun nerede?   Sorun bilginin kullanımı, teknolojinin uyuşturucu gibi kullanılması. Atomu parçalayan bilim adamı insanlığa nasıl yararım olur diyerek atomu parçalamıştır. Kötü amaçlarla kullanılması aklına bile gelmemiş olabilir. Ancak ne oldu? İkinci Dünya savaşında; Japonya'ya karşı Nagazaki ve Hiroşima'daki vahşeti yaratanlar bugün dünyanın egemenidirler.

         Türkiye de ki genç nüfusun enerji ve birikimlerinin boş boş kullanılması için İspanya Kralının, ülkesini yönetmek o kadar kolay ki diyor, açıyorum futbol sahalarını, Sinemaları... spor, sex ve sinema büyük kurtarıcım. Bir diktatörün insanları yönetme düşünceleri bunlar. Yorum sizden bilgi bizden. Hayırlı olsun demek düşer bize. Elden giden ülke. Vurdum duymazlıklar, aymazlıklar alır götürür insanları.

          Şimdi Türkiye de neler oluyor?;   internet cafeleri, eğlence cafeleri, okul önlerini paylaşan uyuşturucu çeteleri. Onlarla baş etmeye çalışan güvenlik güçleri. Yeter mi? yetmez. Tüm ülkemizde; top yekün mücadele olmadan olmaz. Yazılı, sözlü basın. Parlemento, sivil toplum örgütleri, anne –babalar, her kes kendi sorumluluğunu yerine getirse bu ülke gençleri uyutulmaz. Batağa saplanmaz.

         Ne yapmalı? Nerelere gitmeli? Gidilecek başka yerimiz ve ülkemiz yok. Hepsi Misak-ı milli içinde. Durum açık ve net. Türkiye çok büyük ve zengin bir ülke. Eğer bu ülkeyi, doğu- batı, kuzey- güney diyerek dört, beş, altı, yedi sekiz parça yapabilirsek daha iyi yönetiriz. Bunu kim diyor? ABD. AB. Nasıl? Tavşana kaç, tazıya tut diyerek.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home