Perşembe, Ocak 04, 2007

GÜNÜ YAŞARKEN



--
İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com

      Doğan güneşi, doğaya düşen su damlasını düşün. Yürüyen karıncanın, bacalarda tüten dumanın, saçakta öten serçenin sesine kulak ver. Doğudan batıya, batıdan doğuya, kuzeyden güneye, güneyden kuzeye esen   rüzgarları dinle. Geceler boyunca gaza basarak yollara hayat veren tekerleklerin, uğuldayan fabrikalara bak. Dalgaları kıyıları yalayan denize, bulutların arkasından insanlara göz kırpan güneşe dön. Sırtında   kendisi kadar çantayla okula koşan minikleri, geceleri hasta yatağında inleyenleri, oradan oraya şifa arayan dertlilerin....gözüyle, kulağıyla, duygularıyla güne bağlan. Yaşamın tüm gerçekliklerine sarılmak, halleşmek, selamlaşmak ve halden hale girene ne mutlu. Günü her türlü güzellikleriyle uğurlamak; akan zamanı yakalamaktır.

         Yaşadığı zamanı yakalayıp, onu içinde hissedip, ileriye taşımak, erdemlerin en büyüğü. Bu günü, geleceğe taşıyan ve onu evrenselliğe ulaştıran düşünce gücünün karşısında, ancak kıyamda durulur baş eğilir.

         Şimdiye kadar yazdıklarımız; İhsan öğretmen yine duygularının seline kapılmış diyerek değerlendirebilirsiniz. Nereden çıktı bu şiirsel anlatım?

         Akıl aydınlığında; gönül gözüyle bakarsak; yaşadığımız ülkemizin değerler sistemini incelersen, göreceksiniz ki, tüm olumsuz ve karamsar düşüncelerden arınır kendinizi sevgi denizinde, mutluluk rüzgarları içinde olduğunuzu fark edersiniz.

         Bu gün girmeye can attığımız AB kıtası karanlıklar içinde yüzerken. Anadolu, aydınlanma dönemini yaşıyordu.

         Asya'nın steplerinden esen Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşı veli, Ahi evren,   Yunus Emre, Mevlana, Şeyh Bedrettin, Pir sultan rüzgarları içinde insanı ve onun yarattığı üstün anlayışların yükünü taşır.

         Karacoğlan'dan,Yusuf ile Züleyha'ya, Aşık Keremler, Kerem ile Aslılar sevgiyi dağlara ovalara, sulara toprağa kazıyanlar.

         2007 yılı tüm dünyada HÖŞGÖRÜ yılı olarak kutlanması, UNESCO tarafından karar altına alınması,   Bilim ve Kültür insanlarımızın  evrenselleşmesi anlamındadır.  Bu düşünceler doğrultusunda; Doğumunun 800'ncü yıl dönümüne denk gelen anma çalışmalarının ülkemiz insanlarının da farkındalığında olması anlamında, paylaşmak istedim.

         Onun sözleriyle, duygu ve düşünceleriyle değil, içimizden geldiği, doğal ve abartmasız olarak sevgi, hoşgörü harmanında savrularak, peşin hükümlü yargılamalardan uzaklaşarak yakınlaşmak, yaşadığımız zamanı ve günü yaşamanın tadını çıkarmak insana huzur veriyor.

         "Yokluğun kıyısında duruyoruz.

         Sönük gözlerimiz, yanık ellerimiz

         Hiçliğin düşünü kuruyoruz.

         Serin gözlerimiz, gergin tellerimizle.

         Şimdi gödüm. Neden sonra aklıma geldi,

         Mumu yakmak aklıma."(Oruç A.)

         Yaşanan günü anlamlandırmak kendi ellerimizde. Tüm anlamlı günlerde görüşmek arzu ve isteğiyle.

        

          

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home