Perşembe, Ocak 04, 2007

GEZİNTİ



--
İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com

         İnsanın içini gıdıklayan düşünceler ve eylemler öğrenme ve bilgi edinme kalitemizi doğrudan etkiler. Bu işin ustaları; Hoca Nasrettin, Temel ile Fadime, İncili Çavuş, La afontaine, Aisopos(Ezop), Kelile ve Dimme, Baba   Erenler, Şair Eşref ve niceleri.  Kıssadan hiseler, Hicivler, Bektaşı takılmaları.

         Ülkemizde gösterilen pembe tablolara Hoca Nasrettin çok güzel tanımlıyor.

         Komşuları Hoca'ya "Hoca senin hanım çok geziyor." Demişler. Bunu  duyan Hoca; "haydi canım siz de." Deyip eklemiş. "- Eğer Sizin dediğiniz gibi çok gezse, arada sırada bizim eve de uğrar!"... Cezvede pişer, herkesin payına ne düşer, kimse bilmez.

         BU NE DELİĞU?

         Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli avcı Temelin klavuzluğunda ormanda ilerler. Karşılarına küçük bir delik çıkar; Temel,"Yatın yere! Tavşan deliğu. "Avcılar yatar yere, delikten gerçekten tavşan çıkar avcılar vurur. Yürümeye başlarlar. Büyükçe bir delikle karşılaşırlar. Temel;" Yatın yere diyeyrum! tilki deliğu."    Bir tilki çıkar avcılar onu da vururlar. İlerlemeğe devam ederler. Karşılarına daha büyükçe bir delik çıkar. Temel; "Yatın yere! Bu ayı inu." Ve avcılar ayıyı vururlar.

         Sonra; daha kocaman deliğin başında acemi avcılar toplanırlar, Temel'e sorarlar. "Bu ne deliğu?"   Temel; "A be uşaklar, ne çıkacağını bilemeyrum. Ama yatın yere."

         Ertesi günü gazetelerinde;"Dört avcı tren altında an verdi." Bilmem güncel mi?

         BUZ GİBİ

         Avrupa'da Dükalık dönemi. Gelirleri azalan Dükalar dağ başlarındaki geçitlerden, Kuru, derin derelere kurulan köprülerden vergi almaya başladığı dönem.

         Vatandaş dağda geçiş ücreti verip varmış köprü başına. Bir dereye bakmış bir köprüye. Dere derin ama içinde akan su yok. Düşünmüş bu köprüyü buraya neden yapmışlar. Köprünün başındaki bekçiye sormuş. Köprüden geçiş ücreti nedir?   Üstünden geçersen 20 dinar, altından geçersen 40 Dinar. Vatandaş öyle şey olur mu? Ben de dereyi dolanırım demiş. Nöbetçiler olmaz öyle şey demişler. Nasıl Olmaz?   Dereyi dolanırsanız bir araba sopa. Vatandaş ne yapsın? Evlere şenlik.        

         PİŞKİNLİĞİN BU KADARI

         Eşine, kent dışına çıkacağının bilgisini veren bir zat, evden ayrılır. Günün geç saatlerinde, cüzdanını evde unuttuğunu anımsayıp eve döner.

         Eşi gecelikler içinde beyini kapıda karşılar. Küçük çocuklar ağlayarak bir telaşla babasının kucağına atılır. " Baba baba öcü annemin elbise dolabına girdi." Diyor.

         Çocuk ve baba elbise dolabını açtıklarında çarşaflar içinde en yakın arkadaşı.

         Hırs ve öfkeyle arkadaşına bağırır. Ayıp ayıp. Şu küçük çocuğu korkutmaktan utanmıyor musun? Diyerek evden ayrılır.

         HAYDİ HAYIRLISI

         Baba erenler Ramazan gününde caminin duvarına sövkenmiş. Şarabını yudumluyor. Ham sofu; Bre dinsiz imansız! Mübarek günde niye zıkkımlanıp kafayı çekiyorsun? Baba erenler," Eyvallah " demiş. Ham sofudan altta kalır mı? Sen benim ne içtiğime bakma. ben neler çekiyorum ona bak? Derdimden, ben şarabı çekiyorum.

          Bir bilseniz. Allah'ta sizin sapkınlıklarınızdan neler çekiyor?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home