“DOST DOST DİYE”
--
İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com
Bu cümle, benim değil. Ozan Aşık Veysel'in. Takıldım kaldım nedense?. Dost edinmek ve dost taşımak zor zanat. Dost kalmak inadına zor. Dostluklar ve arkadaşlıklar üzerine atalarımız kuralları belirlemişler. "Haydi canım sende" demek; haksızlık, hem de saygısızlık olur.
Atalar ne söylemişlerse güzel söylemişlerdir. Sözgelimi; "Ayıdan dost, düşmandan dost olmaz" sözünün üstüne, söz koyma hakkımız var mı? Yok. Anlatımlarımızı destekleyen düşünceleri; birlikte sunmakla, atalarımızın özlü deyişlerini canlandırdığıma, ayağa kaldırdığımıza inanırım.
Anadolu steplerinden geleceğe yürüyen yolcu, bir türküdür tutturmuş, ilerliyor. Yanık sesiyle gökyüzüne, uzaklara, yeni ufuklara bakarak ses veriyor; "Döndüm daldan düşen kuru yaprağa. Seher yeli dağıt beni kır beni. Yarin çıplak ayağına sür beni.... Ayın şavkı vurmuş sazım üstüne. Söz söylenmez doğru sözün üstüne. Gel hilal kaşlım dizim üstüne. Ay bir yandan, sen bir yandan sar beni." Diyerek.
Ozanların diliyle konuşup, sevenlerin gözüyle görüp, aklımızın kılavuzluğunda halleşmek, halden hale geçmek hakkımızdır. Masalcı dedelerin masallarını yok saymadan, kahramanların kahramanlıklarını ve kimliklerini karıştırmadan her kahramanı kendi içinde değerlendirerek olay ve olgulara öylece kafa yormalıyız.
Doğadaki hiçbir varlığın genetik ve kimyasal yapılarını; basit koşullarda değiştirme ve dönüştürme gücümüz var mı? Yok. Tortul kayadan; canlı koşan at yaratabilir miyiz? Suyun yapısına, aslanın kükreyişine, tilkini kurnazlığına, kurdun yırtıcılığına karşı olanaklarımız sınırlı değil mi? İşte böyle bir olayı tanımlayan anlatım:
AYI, YILAN , ADAM ve SİNEK
Ormanda gezinen ayının boynuna büyük bir boğa yılanı dolanır. Ayı nefes nefese kalır. Ormanda gezinen oduncu adam, ayının boynundaki yılanın, ayıyı boğmaya çalıştığını fark eder. Elindeki baltayla yılanı ikiye böler. Ayı kurtulur. Oduncu, odunlarını toplayıp evine döner. Birde bakar ki ayı evinin önünde. Kovalamaya çalışır. Ayı günlerce adamın evinin önünden ayrılmaz. Adam nereye giderse ayıda oraya gider.
Eş, dost, tanıdık,adamla dalga geçerler. Kocaoğlanla muhabbetiniz iyi. Allah versin gözümüz yok ama, yine de sen, bu arkadaşlıktan vazgeç diyerek uyarırlar.
İşten güçten yorulan adam, ağaç gölgesine yatıp uyur. Ayı bekler. Uyuyan adamın yüzüne sinek dadanır. Ayı kovalar, sinek konar. Sinek konar ayı kovalar. Sinirlenen ayı, büyük bir taş alarak adamın yüzündeki sineğe fırlatır. Sonucu siz tahmin ediniz.
ŞİMDİ KİM HAKLI?
Türkiye'mizin büyük çağdaşlık projesiydi. 50 yıllık AB'girme hayali ve hülyasıyla yatıp kalktık, bayram yaptık. Şimdilerde ülkemiz insanlarının karabasanı durumuna dönüştü. Bedelini, sıtma sancıları içinde ki halkımız ödüyor. Çizilen pembe tablolar, bizi yanıltmasın.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home