ÖRT,ÖRT!. AÇ, AÇ!...
İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com
ÖRT,ÖRT!. AÇ, AÇ!...
Okuma-yazma öğretiminin kolaylaştırılması için, fişlerinin seçiminde
kısa açık ve çocuğun algılayabileceği basit emir cümleleriyle yola çıkılır.
Basitten karmaşığa ve bütünden parçaya doğru çözümleme yöntemiyle
çalışmalar birinci dönem ağırlıklı sürdürülür.
Bizim çağın öğrencileri okuma –yazmaya; “UYU ALİ UYU”, YAT ALİ YAT”
fişleriyle başladık.Sonra, hep uyuyan toplum yaratıldı.1968lere
kadar.Mesleğe başladığımız 70’li yıllarda;“Ali gel, Ali koş, Ali kapıyı aç,
Ali Pencereyi ört, Ali ipi tut. Ali kalem al.” Dikkat ederseniz, sürekli
emir almaya ve bir yerlerden emirler bekleyen şartlanmış toplum yaratmanın
temellerinin atılışında günahımız ve emeğimiz var.Tüm işlerin emirlerini
başkalarından bekledik. Bekleyen topluma dönüştük. Herşeyi devletten bekler
olduk.
Daha okula bile gitmeyen, insan kimliğindeki iki cinse ayıbı, günahı “ÖRT”
sözcüğüyle tanıtmanın gayretiyle yanıp tutuştuk. Panayır ve pavyonlarda; aç
aç alkışları yapmayı adam olmanın şartı sandık.E.. sonra. Sonra ne oluyor
diyorsunuz? Sonra olan topluma oluyor. Kendini az örten az, çok örten çok
namuslu. İnsanlarımıza ar ve namusun, örtünün altında olduğu şırıngalanmaya
başlıyor. Ar, namus, iffet dediğimiz kavramlar örtünün altında değil, insanı
diğer canlılardan ayıran VİCDAN adı verilen SERBEST İRADE, ÖZ GÜVEN içinde
saklıdır.
Kendi sökük cebini, kirli ensesini, yırtık pabucunu ve çorabını görmez.
Karşısındakinin, kuş gözü kadar söküğünün altında ne var diye aval aval
bakarız.
Olumsuzlamalarla canınızı sıkmak gibi bir hedefim yok. Hep rampa çıkacak
değiliz. Yol bu, bakarsın düz ovada,bakarsın iniş aşağı dolanı dolanı
iniyorsunuz.
Sorunum insanların nasıl giyindiği ve örtündüğü değil. Böyle bir
saplantımda yok. Herkesin kendi giyindiği ve yakıştırdığı kendine. Yaşadığı
sosyal, kültürel ve çalışma ortamları insana yüklediği sorumluluklar vardır.
Korunma, gizlenme, varlığını saklama. Kimsenin kimseyi ayıplama ve kınama,
bir birine tahakküm etme hakkı yoktur.
“Kusurlarda; toprak gibi örtücü, ölü gibi sessiz, doğa gibi bağışlayıcı
su gibi temizleyici, hava gibi engin ol” maktır erdem. Açıcı olmak, dedi
koduyla eş değerdir. Kimseye yaramaz. Evi ve mekanı olmaz.
Toplumsal huzursuzluklarımızın temelinde; ahlaksızlıklar, yolsuzluklar,
haksızlıklar, aç gözlülük ve aşırı ve haksız kazanç hırslarımız toplumu
temelinden yıkar. Bu sunduklarım kusur değil. Alışkanlık haline gelmiş
kişileri ve kurumları kendilerini kurtaramadığı amansız bir illet.
Faruk nafiz çamlıbel’in anlatımıyla;
“... Uzaktan gelmişim, yorgunum hancı,/Şuraya bir yatak ser, yavaş
yavaş./Halimi, dertlerimi sorma hiç./ Artık, üzerimi ört, yavaş yavaş.”
--
No virus found in this outgoing message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.1.408 / Virus Database: 268.13.4/476 - Release Date: 14.10.2006
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home