Salı, Eylül 12, 2006

KARANLIĞI DİNLEYİN

İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com

Başlık bir emir değil. İnsani bir önermedir. İster maddi anlamada , ister
manevi anlamda algılayınız. Sizlerin engin hoşgörülülüğünüze bırakalım her
şeyi.
Karanlığı, gece kavramıyla karıştırmayalım. Gece ; ışıksız değildir. Gece;
Dünya”nın güneşe sırt çevirmesidir. Gecenin ışığı, gökyüzünü dolduran
yıldızlar,ay ve ateş böcekleridir. Başlığımız geceyi dinleyiniz değil. “
Deyim olarak “ Karanlık gecelerde, kuytu yerlerde hep ben sen ararım.”
Olarak kullanılır.
Karanlık; bir çok durumun tanımlamasıdır. “Gereğince anlaşılıp
bilinmeyen. Ne olacağı belli olmayan.” Zaman ve olguları tanımlar. Karışık,
belirsizlik, netlik, şeffaf olamayan iş-oluş hareket ve eylemlerin
tanımlanmasıdır.
Toplumsal ilişkiler bağlamında KARANLIK; yasalara, törelere, geleneklere ,
temayüllere uymayan olarak algılanır. Bir kavramın üzerinde bu kadar durmak
okuyanı sıkar. Bu yazıda, bu başlığı kullanarak ne demek istiyorsun kısa
kes. Deme hakkınızı kullanabilirsiniz.
Kısa yazmak marifet. Ben o marifeti kazandığıma inanmıyorum. Av. Gökhan
Saraç Bey”den not ettiğim, Mahatma Gandi(Yüce RUHLU) sözü beni yürekten
etkiledi. Beni etkileyen söz,” Kimsenin, kirli ayaklarıyla; beynim de
gezinmesine izin vermem.”Şimdi beni sorgulayınız. Nereden çıktı bu söz?
Kış geçti, bahar geldi, yaz geçti son bahar geldi. Okullarda şarkı olarak
belletirdik küçük beyinlere. Bilmezdik;felsefe ,siyaset, mendakka dükkaları.
Şimdi, bu şarkı şözü pek buruk anlam yükledi bana. Şarkının sözleri;”
Sonbaharın gamları, ürküttü hepimizi.”, “Gökyüzünde göçmen kuşlar dizi
dizi.” Ben de yazdım bir dizi. Üzmemişimdir sizi.
Sonbahar geldi. Telaş kaplar hepimizi. Çevrenize, yörenize, beldenize,
komşunuza bir bakınız. Sokağın, caddenin, evin karanlığını, meydanların
karanlığının(arka yüzlerini) bir dinleyin. İzleyiniz.
Göz alıcı, reklam panoları, Spot ışıklar, caddeler boyu ışıklı ve boy boy
resimli bilbort(ışıklı pano)lar,da yazan “Türkiye”nin aydınlık yüzü”
sözlerine kanmayınız. Bir zamanlar neler gördü bu Türkiye. Kendi gencimizi,
kendi gencimize kırdırdık, vurdurduk. Milliyetçi, devrimci diyerek. Şimdi
anılarını okuyorum hapishane günlerinin. O günlerin canlı şahitlerinden.
Karanlığı(Geçmişi, Üstü örtülen gerçekleri) en güzel şekilde Mehmet Akif
Ersoy açıklar Bağımsızlık marşımızda; “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen
al sancak./..../Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım./ Hangi çılgın
bana zincir vuracakmış şaşarım./... dizelerini yazarken; karanlığın,
aymazlığın, tüm bencilliklerin ukalalıkların, yalakalıkların, şeytani
emellerin neler olduğunu bilerek haykırır.

--
No virus found in this outgoing message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.1.405 / Virus Database: 268.12.3/445 - Release Date: 11.09.2006

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home