Pazartesi, Temmuz 03, 2006

BAKINCA

İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com

Haziran ayı geldi, geçiyor diyenler; umduklarını bulamadılar. Mevsim
kayması sözünü duymayanlara duyurulur. Zaman dilimleri öyle peynir keser
gibi birbirinden ayrılmaz. Her mevsim, ısı değişimleriyle, yağış sistemiyle,
hava akımlarıyla, komşu mevsimlerle girift durumdadır. İşte geldi haziran,
bitti haziran. Yaz mevsiminde ilk ay olması yaz geldiği anlamını taşımaz.
İlk yarısı baharın, ikinci yarısı yaz mevsiminin özelliklerini gösterir.
Haziran ayının ilk haftasından son haftaya kadar, trafik siyaset, ekonomi,
insan davranışları ve piyasalar, döviz kurları dört mevsimsel dalgalanmalara
uğradılar. Sıcaklar yukarıdan, piyasalar aşağıdan yukarı, Kırkpınar yağlı
güreş oyunlarından TEKDALI gördü.
Saygın iş adamlarımız, “Böyle gitmez” dedikçe, siyasi çevreninin tepkisi;”
Dalgamla dalga geçeni af etmem.” tehditini alıyor. Çok ulu bir zat,
““haşemayı” dünya giyiyor, biz giysek ne olur.” AB”nin 25 yıldızları, “ bas
parayı al karoyu”, veya al papazı ver kızı diyebilerek; bize 68 kerre
Maşallah uygulayıp, kendi halklarına sorarak bizi lütfen kapıda beklemekten
sıkılmayınız diyerek gönlümüzü alacak sıkılmazlıklara hazır olmalıyız.
Batıdan bakınca hava durumu bu.
Doğudan bakınca; her gün şehit, her gün gözyaşı, suçu vatanı savunmak
vatansızlara karşı. Her gün yeni hainlikler kendi bölgesinde yaşayan, kendi
insanına ve askerine yaptığı hainlikleri,” Üç beş çapulcu” diyerek
küçümseyenler, demokrasi adına meclise sokanlar o günlerden bu günleri
göremeyen görme, yorma, anlama özürlü siyasi erkin başarıları içinde yer
alır bu görüntü.
Şimdi isimleri özgürlük savaşçıları oldu. Dürüst toplum kurma hayalleri
kuranlar; kokladıkları havaya, üzerinde yaşadıkları toprağa, doğaya ve şırıl
şırıl akan ırmakların, kulaç attıkları denizlere dürüst davransınlar.
Gözümüz aydın; İran Cumhur başkanı Ahmedinecat AB”nin görüş ve düşünceline
ışık yakmış. Haydi hayırlısı.
Kuzeyde manzara-i umumiye; Türkiye”yi şah damarından yakalamak isteyen
Karadeniz ötesi ülkeler, Doğal gaz ve petrol pazarlama için BAKÜ_CEYHAN
hatıı projeleriyle dünyaya açılmanın mutluluğu içindeler. Bizlerde bavul
ticareti, Nataşa muhabbeti derken, İstanbul RUSYA Başkonsolosu “Bizim
oralarda yatırım alanı çoktur.” Diyor. Mavi akım projeleriyle ülkemize
atılan goller mahkemelerde.
“Kendim için bir şey istiyorsam namerdim.” Ululardan birinin seslenişi. Ne
yaptıysan Vatan ve millet için yaptım.” Baktım imzaladım, yoktur bir
muradım”. Diyerek halkın önünde boy gösterenlere; Maşallah.
Güneyimizi Hak saklasın; Hatay”ın yabancılara satılan arazileri için Hatay”
lılar ayağa kalktı. Irak kan revan içinde, hani Irak”a barış esenlik
demokrasi huzur için gelmiştik en modern silahlarımızla. ABD, Mezopotamya
havzasında batağa saplandı. Ortalıkta korku, dehşet, açlık sefelet, öksüz
çocuklar, dul kadınlar, yıkılan yakılan ev bark ve felç olmuş ekonomi.
Sonunun ne olduğu belirsiz, Suriye-Türkiye sınırı temizleme çalışmaları.
Benim gözlerimin gördüğü, kulaklarımın duyduğu, düşüncemin yettiği bunlar.

ÖZÜR:21 Haziran 2006 günlü; “GÜNDOĞARKEN” başlıklı yazımın 10.paragraf başı
“22 Haziran” Olması gerekirken, sehven “25 Haziran” olarak geçmiştir. Özür
dilerim.
--
No virus found in this outgoing message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.1.394 / Virus Database: 268.9.6/378 - Release Date: 28.06.2006

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home