Cuma, Nisan 21, 2006

ARDIÇ ALTI

İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com

Ardıç ağacını tanıyan, bileniniz var mıdır bilemem? Dikeni elinize battı
mı? Ormanlarda gezip eline ayağına ardıç dokunmayan göremezsiniz. İğne
yapraklılardan, bir çok cinsi olup, bodur ve yüksek yapılı reçineli, koyu
gölgeli, sağlam yapılı, dört mevsim yapraklarını dökmez. Gevrek odunu, çıtır
çıtır yanışıyla dağ köyleri insanının içini ısıtır.
Ak Deniz ve Ege denizine bakan yamaçların yeşil süsü. Çoban kızların
rüyalarının, duygularının türküsüdür. Evlerinin önü ardıçlıktır, ardıçlık,
Ardıç ağacı, ardıç ağacı ucundadır alucu, ardıç ağacı başımım tacı, gönlümün
ilacı diyerek övgüleri, sitemlerini, sırlarını saklayan, düşmanı yanıltan
siperdir kahramanlarımızın.
Düşün İnsanı Ahmet İnam’ın anlatımıyla; Erçişli Emrah’ın, Karacaoğlan’ın
Kerem’in özüdür türküler. Aslı’nın gözyaşı, Aşk Veysel’in Kara toprağı, En
sadık yaridir. Dostudur. Şemsi Yastıman’ın” Türkü anlamak için türkü
dinlemesidir.” Nerede bir türkü dinlesem şairliğimden utanırım” diyen şairin
ÖVÜNCÜ, elifin noktası, güzeli ve yiğidin sevdası, ilahi aşktır söyleyenin
dilinde. Sefil Emrah’ın Kul olduğudur. Yiğitlerin Harman, harmanların yiğit
dolduğudur ardıçlıklar.
İnsan ruhunun derinliklerinden gelen güzelliklerdir BİZİM TÜRKÜLERİMİZ.
Gönül bahçesinde gezen dilberlerdir, Duygu dolu yoğunluklar içinden
yaşadığın evrene yıldızlar gibi akmadır, dünyaya, yaşadığın topraklara bir
başka bakmadır BİR AYDIN BAKIŞTIR. Türkü dinlemek, insanı anlamaktır.İnsanı
tamamlamak yolunda bir arpa boyu yol almaktır. En güzel duygularla insana
gülmek, yarınlara kök salmaktır. Geleceğin güzellikler mayasını çalmaktır.
Duygu selidir ardıçlık.”Al yazmamın oyası, alnıma vurdu boyası. Alcen diye
kandırdı Allah’ından bulası.”diyen genç kızın ilenmesi,”Kaleden indim yayan
mandilim dolu payam, yar üstüne yar sevmiş dayan yüreğim dayan” diyen çoban
kızın direnme gücünün bir başka adıdır. Karslının dilinde; “Hoş gelişler ola
Mustafa kemal Paşa. Askerin, Milletin Ordunla çok yaşa.” Çırakmanın
dizeleriyle; “Kemal Paşa’nın AYDIN izinden” hisse almak. Güneş ufuktan
doğarken; Mezopotamya derinliklerinden seslenen GILGAMEŞ diyarından; HEP
BİRLİKTE, HEP Bİ RLİKTE seslenen trompet sesleriyle karanlığa karşı, uygun
adımlarla yürümektir AYDIN BAKIŞ. İşte o zaman; gümüşdere( Çağdaş uygarlık
yolu) durmaz akar(açılır).
Josip Broz TİTO ( Yugoslavya Devlet Başkanı);” Ülkemiz bir kristal küredir.
Nefesimle onu havada tutuyorum....Dünyanın ve geleceğin korunması Anadolu’ya
düşer. Anadolu’da Kemalistler tarafından kurulan devletin temeli
bağımsızlıktır. Bu yüzden dünyanın kaderini kurtarma görevi Kemalistlerin
omuzlarındadır.”(12.Mart 1978) Titon’nun yarattığı bu kristal küre;
Balkanlar, şimdi param parça. Etnik,siyasi, ve dini çıkarların harmanı oldu.
Akan kanlara göz yumanlar başımıza barış havarisi kesiliyorlar. Bizim
siyasilerimiz el pençe divan duruyorlar karşılarında.
Ankara’da katıldığım panelin konusu; “PAZARLANAN ÜLKE” Paneli düzenleyen;
Türkiye İnsan Hakları Kurumu(TİHAK). Yöneten; Cumhuriyet gazetesi Ankara
Sorumlusu ve yazar;IŞIK KANSU ( Mustafa Kemal’in Silah arkadaşlarından Müfit
Kansu’nun Torunu, Ceyhun ATIF Kansu’nunoğlu) Paneli şu cümlelerle bitirdi.
1920’li yılarda ki Erzurumda Kara Fatmalara, Gaziantep’teki Şahinbeylere,
Balıkesir Ulus Dağı’nda, Manisa Gördes, Demirci, Sındırgı Seydan Dağlarında
bu ülkemizin Kurtuluşuna omuz veren İbrahim Ethem Akıncılara, Sındırgı Koca
yayla eteklerinde Şarlak Deresinde ardıç gölgesinde yatan Şehit Makbule
Hanımlara yeniden ihtiyacımız var.” Diyerek bitirmesi bana çok anlamlı
geldi. Sizleri bilemem.
--
No virus found in this outgoing message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.1.385 / Virus Database: 268.4.4/319 - Release Date: 19.04.2006

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home