DEĞERLERİMİZ
İhsan DURAK
Öğretmen (E)
http://ihsan.durakailesi.com
İnsanoğlu, doğumundan ölümüne, kendi yarattığı değerler sistemi içinde,
kendini şekillendirir. Ne büyük sav. Böyle bir savım olamaz. Başlığımızın
açılımı özel uzmanlık alanlarının, günler ve yıllar araştırma ve inceleme
alanıdır. Dilin kemiği olmadığı gibi, sözünde terazisi yoktur. İnsanı ,
insan yapan; görülmeyen, tartılmayan tutulamayan yaşamımızın akışının
olmazsa olmazlarıdırlar. Kişinin toplum içindeki yerini belli eden, sanal
gibi gelen, bizi kucaklayan ve kollayan kural zincirleri.
DÜRÜSTLÜK; herkes dürüst. Tüm insanların dürüstlüğe gereksinimi var.
Çarşıda, pazarda, handa hamamda, yeryüzünde , gökyüzünde her alanda. Ama
öyle mi? Herkes, herkesin dürüstlüğünden şüpheli, kendi dürüstlüğüne gelince
toz kondurmaz. Durum böyle olunca, bende sakalımı tutturman. Sen kimi
bulursan bul. Ben kendime bile dürüst olamıyorum.”SİGARA ÖLDÜRÜR” yazısını
okuyorum, anlıyorum, bile bile dumanı kulaklarımdan çıkarırcasına içiyorum.
Ben kendime dürüst müyüm? Adama, haydi canım sende derler.
GÜVEN; yenilir mi? İçilir mi? Nerede bulunur? Kilosu kaç paradır? Alan
satan var mı? Kim kaybetmiş? Kim bulmuş? Nasıl bir şey? Tanımlaya bilir
misiniz? Boş ver. Adam sende. Ben bildiğimi okurum, bildiğimi yazarım. “Bu
dünyada babana bile güvenemeyeceksin.” Peki sana kim güvenecek? Bu piyasa
kuralları içinde güven olmazsa, sağlanmazsa, nasıl bir toplum oluruz? Sen
kendine güven,çevrene güven ver.yarınına güven.
YALANLAR;Ünlülerimizden:”Yılandan korkmam, YALANDAN korktuğum kadar.”
Bir şarkı sözü. Zenginliklerin ve mutlulukların , görkemin içinde yaşayan,
bu duygulu insanın yakınmasının sebeplerini paylaşabiliyor muyuz? Tarihin
derinliklerinden günümüze; sınıflandırılması, renklendirilmesi,
biçimlendirilmesi ve yalanların kimyasının değiştirilmesi karşısında;
yalanlarda, isyan bayraklarını açarlarsa, insanlar nereye sığınırlar?
İnandığın değerlerin boş çıkması, bile bile kandırılma hissinin insana
baskısı, şüpheci bir yaşam biçimi, insanı ve insanlığı öldürmez mi? İnsanın;
kocamış yalanlara, abartılı tavır ve eda içinde adına “r e k l a m l a r”
diyerek pembe bulutlar içinden mavi, beyaz yanıltmalar, Kaçan tilkilerin
uzun kuyrukları, sizi ikna edebiliyor mu bilemem? Kendimizi küçülten,
faydasız savunma mekanizmalarıdır. Davranış bilimcilerin iddiası budur.
ANLAMAK;” Hımm.. seni anlıyorum.” Beni dinliyor musun ki anlıyorsun?
Dinlemenin amacı anlamaya yöneliktir. Bir birini dinlemeyenler, birbirini
anlayamazlar. Sen benim içimde kopan fırtınaları hissedebiliyor musun? Benim
yaşadığımı yaşadın mı? Düşmanınla bile doğru iletişim kurabiliyor musun?
Herkese gülücükler dağıtmak, karşındaki insanları anlamak mıdır? Günü
kurtarmak için yapılan sırıtmalar,birbirimizi anlamak mıdır?
AHLAK; Sözlük anlamının üzerinde durmuyorum. Hayata ve insana kattığı
güzelliklerden, seni, beni hepimizi bir arada tutan, tutkal eylem, söylem ve
davranışların yarattığı yeni sinerjiden dem vuruyorum. Duygu ve düşünce
derinliklerinde yatan birlikte yaşama gücünden seslenmeye çalışıyorum.
ERDEM; Ötesinin ötesi. Kaf Dağının arkası. Çağdaşlığın ölçüsü. İnsanı
yücelten, Mutlu ve huzurlu kılan. Kaliteden, örnek insan olma yolundan ödün
vermeyen.
DEDİKODU; İnanç ve insanlığın köküne kibrit suyu dökme. Başı ve ucu olmayan
kötülükler sarmalı.
İNANCIMIZ; Yıkılamayan kale. Fethedilemeyen ülke. BARIŞ ve ESENLİK
SONUÇ: Düşün. Ne düşündüğünü de düşün. Dürüst ol, dürüst düşün.
SONUN SONU: Dünyayı değiştirmeye kalkma. Kendini değiştirmeye çalış.ONURLU
OL.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home