Pazar, Ocak 08, 2006

İYİ İYİMSERLİK

Yaşadıklarımızın bilincinde olmak: Mükemmel olmayan dünyada; tüm aşkların sönebileceğini, tüm masumların ceza görebileceğini ve hastaların ölebileceğini hesap edebilmektir.
Koruma ve korunma davranışlarımızın dışında, fırsatçı olmadan, olumlu davranışlar ve yaklaşımlar sergilenebilir mi? Sahte yanılsamalara, yapmacıklara sığınmadan yapıcı olunabilir mi? Evet , olunabilir. Ama nasıl? Çevrene, kendine, insanlık için, bugün ve yarın için kendine güvenebiliyor musun? Köklerin temiz suya ulaşa bilmiş mi? Kafan, gözün, yönün aydınlıktan yana mı? Kendine ve çevrene harbi davranabiliyor musun? Sen kendinin kim olduğunu biliyor musun? İşte bu bilinç; yaşama sevincinin ta!.. kendisidir.
Değişimin gücü kendinsin; özünde, yüzünde, tarlada tapanda, köyde- kentte, ovada-dağda, karada –denizde her durum ve şartta, anlamlı aydınlık, girişken ,katılımcı olmaktan geçiyor. Halkın tanımıyla;” vermeden almak,Allah’a mahsus.”tur.
“Dünyanın hali belli. Tehlikeli biçimde ısınan gezegenimiz”, Zirveye çıkmış saldırılar, ayrımcılıklar, her ortamda yaşanan hoşgörüsüzlük ve fütursuzluklar, neşeli olabilmenin, yarınlara güvenle bakabilmenin önünü tıkadığını gördükçe; insanın yeni günü yaşama, yaşama sevinci kursağında bırakıyor.
Özel yaşamlara girmeden gözlemlediğimde; ölümcül hastalıklar, yoksulluklar, deprasyona sokan durumlar içinde kıvrananlar, çaresizlik bunalımındakiler bizim insanlarımız. Nasıl yardım edebilirim? Diyebilmenin gücünü, kendinde bulabilmek ve bunu gerçekleştirebilenlere ne mutlu.
Yaşananları, var olanları ne inkar edebiliriz, nede en ideali budur diyebiliriz. Melekler kadar saf ve temiz düşünüp yaza bilmek, yaşayabilmek en büyük erdem. Gelecek; umutlarımızı beslese, içimizdeki, kafamızda ki boşlukları doldursa, kafa tasımızdaki çatlakları onarsa, içimizdeki iyilik, güzellik ve olumlu düşünceleri besleyebilse diyebiliyorum. Ulus olarak; kendimizi ve yaşadıklarımızı inkar etmeden geleceği görebilsek bize ne mutlu. Damarlarımızda ki “ ASİL KAN” daki gücümüzü bulabilsek; iyi olur. İyi olacak, güzel olacak, güzel olur sevinciyle coşabiliriz.
İçimizdeki iyilikleri, güzellikleri; besleyip, büyütmek ve korumak akıllı iyimserliktir. Akıllı iyimserler; dünyanın mükemmel olduğuna kuşkuyla bakar. Aşırı kaygılardan uzak durma bilinciyle yüklü olanlardır. Dış olayları kendi içimizde çözümleme; ben bu olayın ve olgunun neresindeyim? Sorumluluğum ve sorumluluklarım nelerdir? Diyerek, yaşama sevincimizi beslemenin harmanında savrulup; asıl gerçeklerle, hayal olanları ayırmadır; iyi iyimserlik.
Kendimizi zamana ve olaylara uyarlayabilmek; içimizdeki umutların büyümesine besin taşımaktır. Kaderciliğin içinde kaybolmadan, kendi avuçlarının içindeki bir avuç toprakta; yeni düşüncelerle , yeni düşüncelerde, yeniden doğmaktır asıl gerçek. Çimlenerek; hem toprağa ,hem havaya tutunarak yeryüzünde var olmak. Yaşamın derinliklerinden sulanıp, yaşama sıkı sıkıya bağlanabilmektir asil olan.
Kaygılar dünyasından, bir adım öteye varmanın sevinci, içimizdeki mutlu çocuğun besinidir, oyuncağıdır. Kendimize yakışacak yaşamı kurmanın tohumu, Yaşama dört elle sarılmaktır.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home