GİRİŞİM(-Cİ,-LİK)
Girişim; Bir mekandan, durumdan, halden, eylemden ve sistemden... başka bir sisteme girme işi. Bu açıklamadan yola koyularak, yazımıza anlamlı bir girişle başlasak güzel olmaz mı? Yeni düşünceler deryasına dalarak, bir kulaç, bir kulaç daha diyerek; kendimizi yüreklendirelim. Gelecek zamanlara halat atalım. “İnsanca, hakça yaşama”nın erdeminde buluşalım.
Giriş ve girişim arasındaki anlam derinliğini fark edelimim. Eylemlerin gerçekleştirilmesindeki, oluşum evrelerini hesaba katmak, anlamlı olur. Halkımızın anlamlı anlatımıyla; “ dağdan indik dangıdak, hanım olduk sangıdak” olmuyor. Her olgunun bir başlangıcı, gelişmesi ve sonucu vardır.
Tarihsel olarak baktığımızda; girişkenliğin öncülüğünü; liderler, dedeler, veliler, mürşitler, inanç önderleri, krallar, imparatorlar, hanlar, hakanlar... üstlenmişlerdir. Zamanla; ”Ne ezilen ne ezen, insanca hakça düzen.” hedeflemeleriyle, girişim; siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel sömürünün aracı durumuna gelmiştir.
Zaman içinde, bu ruhta; yaşama biçimi, üretim biçimi, eğitim anlayışıyla değişik görünüm ve uygulamalar dikkat çekiyor. Kişiler, toplumlar, kıtalar arası bakıldığında; küreselleşen dünyanın, paylaşım savaşının aracı, itici gücü olduğunu yaşıyoruz.
Günümüzde bu ruh, bu inanç, yaşam biçimi; ekonomik, sosyal, kültürel etkinliklerimizin yönetiminde, üretimi ve pazarlanmasında; ARZ ve TALEP yaratmanın itici gücü. Topluluk halinde yaşadığımız coğrafyanın şekillenmesinde; siyasi, ahlaki, inançlarımız olarak görevler üstlendiğini yaşıyoruz.
Yaratıcılığın temeli olarak girişim ve girişimcilik; yeni kararlar almak, üretmek ve gerçekleştirmek olarak algılanmalıdır. Böyle algılandığında değişimin, üretkenliğin, atılımın , ilerlemenin, “Hak’ça” katılımın, paylaşımın; “İnsanca yaşam”ın, gelişmenin güç kaynağı olur. Ortak akılın mayası olarak işlevini gerçekleştirir.
Kapalı ve açık toplumların; ataerkil, sınıfsal, ve demokratik yaşam biçimleri; modernleşmenin, çağdaşlaşmanın kendiliğinden oluşmayacağı gerçeğini iyi bilirler. Yaşadığımız kentimizin erk sahipleri bu gerçeğin dışında kalamazlar. Kısacık ömrümüzde dinlediğimiz masallar, atılan naralar, meydan okumalar, restleşmeler sonucu ülkenin girişim ve girişimci ruhuna vurulan darbelerden nasibini almayan kaldı mı?
Doyumsuz kazanç hırsı,”Acırsan acınırsın.”, Kırk kulplu kazan, tut birini sende kazan.”, “Devlet malı deniz, yemeyen domuz.”, “ Ben pazarlamacıyım, pazarlarım, satarım, kardeşim.” ,” Verdimse ben verdim.”, “Gözünüzü toprak doyursun.” Düşüncesinde ki girişimci anlayışına ne dersiniz ? yeşil ve kırmızı sokaklar, haram ve helal gıdalar,”.. Ben onu demek istemedim, çarpıtmayın.” anlamındaki tavır ve edalar, sizce ne anlam taşıyor?
Aşiret, tarikat, siyaset üçgeninde toplumun önüne yen dayatmalar koymak; hangi şıhın, şeyhin, ulemanın, hacının hocanın, dedenin ermişin üflemesidir? Anlamak ve bilmek gerekmez mi? Nefesi, üfürüğü, tükürüğü kuvvetli girişimcilerde renklendiler. Kırmızı mı?, yeşil mi?, mavi mi?, beyaz mı? Her renk ve tondan girişimciler; Yurdumuza akın akın geliyorlar. İlimizde ki ve yurdumuzda ki yerli girişimcilere Allah sabırlar versin.
Bin bir sıkıntıyla ülkemiz insanlarının kursaklarından ve vergilerinden artırdıkları, yaratılmış değerlerin har vurup, talan edilmesi, birilerine peşkeş çekilmesi neyin nesidir? Nasıl bir girişim ve girişimciliktir, yeni yetme girişimcilere hayırlı olsun.
Giriş ve girişim arasındaki anlam derinliğini fark edelimim. Eylemlerin gerçekleştirilmesindeki, oluşum evrelerini hesaba katmak, anlamlı olur. Halkımızın anlamlı anlatımıyla; “ dağdan indik dangıdak, hanım olduk sangıdak” olmuyor. Her olgunun bir başlangıcı, gelişmesi ve sonucu vardır.
Tarihsel olarak baktığımızda; girişkenliğin öncülüğünü; liderler, dedeler, veliler, mürşitler, inanç önderleri, krallar, imparatorlar, hanlar, hakanlar... üstlenmişlerdir. Zamanla; ”Ne ezilen ne ezen, insanca hakça düzen.” hedeflemeleriyle, girişim; siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel sömürünün aracı durumuna gelmiştir.
Zaman içinde, bu ruhta; yaşama biçimi, üretim biçimi, eğitim anlayışıyla değişik görünüm ve uygulamalar dikkat çekiyor. Kişiler, toplumlar, kıtalar arası bakıldığında; küreselleşen dünyanın, paylaşım savaşının aracı, itici gücü olduğunu yaşıyoruz.
Günümüzde bu ruh, bu inanç, yaşam biçimi; ekonomik, sosyal, kültürel etkinliklerimizin yönetiminde, üretimi ve pazarlanmasında; ARZ ve TALEP yaratmanın itici gücü. Topluluk halinde yaşadığımız coğrafyanın şekillenmesinde; siyasi, ahlaki, inançlarımız olarak görevler üstlendiğini yaşıyoruz.
Yaratıcılığın temeli olarak girişim ve girişimcilik; yeni kararlar almak, üretmek ve gerçekleştirmek olarak algılanmalıdır. Böyle algılandığında değişimin, üretkenliğin, atılımın , ilerlemenin, “Hak’ça” katılımın, paylaşımın; “İnsanca yaşam”ın, gelişmenin güç kaynağı olur. Ortak akılın mayası olarak işlevini gerçekleştirir.
Kapalı ve açık toplumların; ataerkil, sınıfsal, ve demokratik yaşam biçimleri; modernleşmenin, çağdaşlaşmanın kendiliğinden oluşmayacağı gerçeğini iyi bilirler. Yaşadığımız kentimizin erk sahipleri bu gerçeğin dışında kalamazlar. Kısacık ömrümüzde dinlediğimiz masallar, atılan naralar, meydan okumalar, restleşmeler sonucu ülkenin girişim ve girişimci ruhuna vurulan darbelerden nasibini almayan kaldı mı?
Doyumsuz kazanç hırsı,”Acırsan acınırsın.”, Kırk kulplu kazan, tut birini sende kazan.”, “Devlet malı deniz, yemeyen domuz.”, “ Ben pazarlamacıyım, pazarlarım, satarım, kardeşim.” ,” Verdimse ben verdim.”, “Gözünüzü toprak doyursun.” Düşüncesinde ki girişimci anlayışına ne dersiniz ? yeşil ve kırmızı sokaklar, haram ve helal gıdalar,”.. Ben onu demek istemedim, çarpıtmayın.” anlamındaki tavır ve edalar, sizce ne anlam taşıyor?
Aşiret, tarikat, siyaset üçgeninde toplumun önüne yen dayatmalar koymak; hangi şıhın, şeyhin, ulemanın, hacının hocanın, dedenin ermişin üflemesidir? Anlamak ve bilmek gerekmez mi? Nefesi, üfürüğü, tükürüğü kuvvetli girişimcilerde renklendiler. Kırmızı mı?, yeşil mi?, mavi mi?, beyaz mı? Her renk ve tondan girişimciler; Yurdumuza akın akın geliyorlar. İlimizde ki ve yurdumuzda ki yerli girişimcilere Allah sabırlar versin.
Bin bir sıkıntıyla ülkemiz insanlarının kursaklarından ve vergilerinden artırdıkları, yaratılmış değerlerin har vurup, talan edilmesi, birilerine peşkeş çekilmesi neyin nesidir? Nasıl bir girişim ve girişimciliktir, yeni yetme girişimcilere hayırlı olsun.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home