Cumartesi, Aralık 31, 2005

GENÇ VE OK

23 Aralık 2005 Cuma günü Menemen yollarındayız. “Alnında bilgilerden bir çelenk” taşıyan Cumhuriyet öğretmeni, 24 yaşında gençliğine doyamadan, hunharca katledilişinin 75. yılı.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin her türlü saldırıya karşı korunması, Ulus Devletimizin savunulması, insani ve vatani görevimizdir. Karanlık düşüncelere, eylem ve emellere karşı; akıl ve bilimin öncülüğünde, Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan devlet yönetimimizin karşılaştığı yirmiye yakın ayaklanma tesadüfi olamaz.
Cumhuriyetimizin kurulduğu dönemdeki savaş yöntemleri, günümüzde yapısını, şeklini, görüntüsünü değiştirdiği dünyanın gözü önündedir. Devletimizin bekasını düşünenleri, kaygılananları, uğraş verenleri küçümseme anlamında; dinazorlar, Cumhuriyet kafalılar, Atatürkçüler, Kemalistleri Çağdaşçılar diyerek tanımladıklarını ibretle, okuyor ve izliyoruz. Kendilerini entel, dantel, şucu-bucu ilan edenlere güzel günler dilemekten başka isteğimiz olamaz. Bu duygularla Menemen’de YILDIZ TEPE’NİN KIVRIMLI DİK YOLLARINDA ilerliyorum. İçinde bulunduğum ortam; Cumhuriyet Sevgisi dolu insanların kalabalığı, coşkusu her türlü kaygılarımı yok ediyor. Yeni düşüncelere dalıp gidiyorum.
Bu duygularla donanmışken, KUBiLAY ANITINA ilk kez yaklaşıyorum. ÜÇ SÜTÜN. Bir GENÇ ve elinde OK. Yeni duygular yükleniyorum. Dinliyor ve anlıyorum ki; EN UZUN SÜTUN KUBİLAY’I, bu sütuna yaslanmış iki kısa sütun Menemen halkını temsil eden Bekçi Hasan ve şevki Bey’ler dir. Onların göğsünde, elinde ki okla yeni zamanlara koşan genç; Cumhuriyetin koruyucusu, elindeki OK, CUMHURİYETİMİZİ simgelediğini anlıyor ve öğreniyorum. Kaidedeki Gençliğe Hitabe’yi yeniden okuyor ve titriyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün 15-20 Ekim 1927’de CHP ikinci Kurultayında 36 saat, 33 dk’da okuduğu Nutuk’ta CUMHURİYETİMİZ’İN Kuruluş ve Kurtuluşu anlatışı en sonunda gençliğe seslenip, emanet etmesi boşuna değildir.
Temel değerlerimiz üzerinden çıkar sağlayanlar ve ALTI SUTUN ve ALTI BAYRAĞIN çekildiği direkleri yok edip, dört direk bırakabiliyorlar. Sındırgı’da; bu gün MAKBULE HANIM Eğitim yuvası, bir zamanları HALK EVİDİR. Balıkesir Caddesine bakan Altı sütun ayakta dimdik. Ancak;Üzerlerindeki bayrak direklerini sayısı şimdi kaçtır bilemiyorum?. İlimizin çok önemli bir kamu kuruluşumuzun önünde ki muhteşem anıtın yapıldığı yıllarda rahatsızlık duyup, karınlarından konuşup, kin besleyenlerin hazımsızlıklarını iyi hatırlıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz; BAŞ TACIMIZ. Atatürk ilkeleri üzerindeki; Her taş yakut olan bu vatandır. Bu ilkeleri besleyen, Yaratan Misak-ı Milli sınırları içindeki halktır. Bu Halk; Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz’in” KAYITSIZ ŞARTSIZ EGEMENİDİR”. Dürüstlüğü, laikliği, hukuku, bilimi, insan haklarını kendine yol gösterici kabul ederek yolunda ilerlemektedir. Şiddeti, terörü, her türl,ü baskı ve mafya yöntemlerine karşı savaşımını sürdürmektedir.
Şekil ve kılık değiştirmiş yol ve yöntemlere, ala vere, dala vere, numaracılara karşı temel değerlerinden ödün vermenin; İlk Cumhuriyet Nöbeti tutanların emanetlerine ihanet olacaktır. Dün, Cumhuriyet’e karşı olanlar, bugün bu değerler üzerinden nemalanarak, kılık, şekil, düşünce, strateji değiştirmiş olarak karşımızdadırlar.
Dünyanın egemen güçleri, bu durumdan alabildiğine yararlanmaktadırlar. Dün Avrupa ile savaştırdılar. Bu gün komşularımızla savaştırmanın gayreti içindeler. Turkiye ve dünya haberlerini iyi izlersek; şu günlerdeki Ankara diplomatik trafiğe bakarsanız çok anlamlı bilgilenirsiniz.Yeni KUBİLAYLAR olmasın.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home