Perşembe, Kasım 17, 2005

ANLAM VE ANLAMA

 

            Uzmanlık gerektiren konularda,  akıl yürütmek, akıllı işi değil. Söz ve davranışlarımıza yüklenen  anlamları tanımak ve bilmek her insanın temel  hakkıdır.  Bu anlamda araştırıp, inceleyip, herkesin bir ortak   davranış ve anlamda buluşmasının  en   güzel anlaşma ve kendini ifade etmenin kestirme yoludur diye alıp kullanmak yararlı olur.

             Katıldığım bir söyleşide işlenen konu “ Nece konuşuyoruz?” ilgiyle izledim. Dinleyip anlamaya çalıştım.  Sonunda ; Hepimiz konuşuyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz.  Nece okuyup, nece yazdığımızı sorgulamak gerektiğine  sonucuna vardım. Söyleşilerdeki ortaklık; zaman , mekan ve konusallıktır.   Akademik anlamda derinlik, açıklıktan öteye hiçbir kayda alınmayan  buz üstüne yazı yazmaya benzediğini hissettim.

            SÖYLEŞİ kavramının SOHBET kavramıyla  örtüşmediğini yaşadım. Söyleşilerde, söyleşinin yönetiminden sorumlu olan bir akademisyendir. Sohbetlerde ise dostça, arkadaşça, bir karşılıklı konuşma esastır. Söyleşilerde;ses, beden, duygu, uygunluğu bulamazsınız. Ortamda soğuk buz gibi bir hava eser. İnsan zaman zaman ürperir,sarsılır, havası değişir. Sohbetin tadı söyleşilerden farklıdır. Akademik, kültürel derinlik aranmaz. Karşılıklı konuşmalarda ; samimiyet, dürüstlük,içtenlik, dostça davranışlar ve güven öğelerini içerir. İnsanı sarar. Kendine çeker. İnsanları yakından tanımak, hakkında   doğru karara varmak için gereklidir.  Yalanı, yalakalığı, sorgulama , yargılama  suçlamaları,dedikoduyu içinde barındırmaz.

            Güncel kavramlardan MÜZAKERE, yani görüşme,tartışma konuşmanın ingilizcesi”TALK” bizim halk dilinde ki anlamı PAZARLIKTIR.     Pazarlık karşılıklı alış veriştir.    Herkes birbirinden ne koparırsa  anlamak gerekir.

             Gelelim AB ve TÜRKİYE beden dili  farklılıklarına.Coşkularımızı,sevinçlerimizi,hırsımızı, öfkelerimizi söz ve yazıyla beden dilimizle  dışa vururuz.   Ancak; Diplomasi, idari,   hukuki davranış modelleri farklıdır. Bunun en güzel uyumsuzluğunu. Strav ve Gül arasında gözlemlendi. KUCAKLAŞMAYI eş cinsel bir davranış olarak algılamakla, güven ,dostluk, benden sana zarar gelmez anlamak arasında büyük derinlik var. Avrupa Kültürüyle Asya Kültürü farkını kapatmak  sanırım yaşadığımız günlerin iktidar ve devlet adamlarının ev ödevleri olacaktır.

            EL ELE TUTUŞMAK bizim insanımızda; Kaygıları paylaşmak, el ele verip dayanışmak, samimiyet ve güven ifadesi olara algılanır. Girmeye çalıştığımız  AB standart davranışın adı EŞ CİNSELLİK tir.    Kız yada erkek çocuklarını sevmek anlamında  olsa bile dokunmak; büyük bir tehdit olarak algılandığını biliyor musunuz? Israr edersek başımızın derde girebileceğini PROF. DR ACAR BALTAŞ’tan öğrendim.

            Görünen odur ki;”  Al beni, beni. Sar beni, beni.   İndim derelerine, bilmem nerelerine. Kaytan bıyıklarımı sürsem nerelerine.” Türkülerinin anlamlarını açıklamamız için; 35 çarpı 25 kez konuşmak, 85 bin sayfa okumak yıllarca kapılarda ayakta durmak mı UCU AÇIK kavramının anlamı?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home