Cumartesi, Ekim 29, 2005

YÜREKLİ EĞİTİM

Eğitim kavaramı, salt okuma ?yazama öğrenip, gösterilen birtakım şekil ve sözcükleri, seslendirme değil, geniş anlamlı bir davranış oluşturma disiplinidir. Seslendirme ve anlamlandırabilme eylemi, kişinin özgür yaşamı için gerekli bilgi ve becerileri kazanıp, yaşam biçimi haline dönüştürme eylemlerinin, davranışlarımızın şekillenmesinde görevler üstlenmiş karmaşık bir olgunlaşma İnsanı insan yapan değerlerin kazanım süreçleri olarak açıklamak yerinde olur. Anne karnından başlayıp, son solukla sonlanan, bir ömür boyu kesintisizlik gösterir. Öğrenmenin hızlı olduğu ilk yaşlarımızda; çevremizde, ailemizden, yaygın ve örgün eğitim kurumlarından aldıklarımız.Yaşam içinden model alma, örneklem ve şablonlarla, kişiliğimizi oluşturan; sosyal, kültürel edinimlerdir. Bizi bu edinimler ele verir.Kültürlenme mekanları; fiziksel yapımızın durumlarına uygun gelişir ve bizim olgunlaştırır. Gerekli edinimlerimiz duygu düşünce harmanında savrularak şekillenip biçimlenir. Gerçekle, hayal(tanıksal)olanı ayırma gücü olarak bizi besler. Kişiliğimiz, iş içinde; düşe-kalka, deneye-yanıla, gerçekleştirdiğimiz, kazanımlarımızla, kendi ayaklarımız üzerinde, yaşama tutunmaya, katılmaya olanaklar sağlar. Dur!, yapma!, sus! Uyarılarıyla; korkak,kişilik,haydi koş!,atla!, sende katıl!, sen daha iyisini yaparsın!, senin gücün her şeye yeter!, her işi başarabiliyorsun!, ne kadar da kolay başardın!...gibi sözlü yüreklendirmelerle, ödüllendirmelerle desteklenen eğitimle yürekli kişilik oluşur.Bak başkası nasıl yapıyor?,başarıyor, bir işi beceremedin!, sen ne biçim iş yapıyorsun? Çevrene baksana!, becerisiz herif! gibi yıkıcı, aşağılayıcı, örseleyici yaklaşımlar eğitim körleştirici olanıdır. Kökeninde şüphe, korku, güvensizlik yatan uyarı ve davranışlar, yasakçı tavır ve eylemler, uygulamalar, kendi iç denetim sistemimizi yıkarak, silik kişilik geliştirmemize kendine ve topluma yabancı nesiller yetiştirilmesini sağlar.. Eğitim çeşitlerini tanımak gibi bir amacım yok. Örnek eğitim, eğitimin niteliği konusunda söyleşmektir hedefim. Öz güven eğitiminde egemen yaklaşımlardan dem vurmak , içinde yaşadığımız sosyal, kültürel, siyasal, ideolojik, felsefi çevrelerin eğitim ve kültüre bakışları, eğitim verdikleri kitlelerden beklentileri güdümlü eğitim(beyin yıkama) içeriklidir. Bu bizim model eğitim değil. Çağdaş toplumun yaratılmasında görev alacak bireylerin yararına sunulacak eğitimden söz ediyoruz.Destekleyen, cesaret yüklü, girişimci, katılımcı, atılgan, sevecen,bireyler yetişmesine yönelik davranışlarla bezenmiş eğitim niteliğinden söz ediyoruz.. Sürekli kötü örneklerden yola çıkarak, doksan dokuz güzel örneği göremeyen, geçmişe özlemci, geleceğe sırtı dönük eğitimden söz etmemiz benim ilgi alanım değil. Beni yürekten etkileyen güzel örnek davranışlı anne ve babanın çocuklarına yüzme eğitimi verişini kayda değer buldum. Yüzme güvenliği( can simidi kolluk) alınmış biçimde, üç yaşlarında ki çocuklarını aralarına alarak, kıyıdan uzaklara yüzdürüp,getirmeleri dikkatimi çekti. Yanılıyor muyum? Diye kendimi sorguladım. Eşimle birlikte olayı seslendirdik. Olayın tekrarları, bizde kalıcı iz bıraktı. Korumacı, korkutucu, yasaklayıcı yapının bizi nasıl etkilediğini çevremizle paylaştık. İnsana verilen fırsatların, yaratma ve düşünme gücümüze güç katacağının bilinciyle yaşamak, güzel ve temel olandır.Sınırlayıcı,ürkütücü , korkutucu tavırların, kimseye, hiçbir kuruma yararı olmadığı ortadır. Yürekli eğitim çarkından geçmemiş, binlerce diplomalı, genç işsizler. Ben okuduğum, dinlediğim haberlerin yalancısıyım. Ben okuduğum,dinlediğim haberlerin yalancısıyım. Benim işim birbirimiz yüreklendirme görevi, kimseyi, kimseyle yarıştırmak, insanlara karamsarlıklar yüklemek değil. Sevgi pınarının gözleri kurumadıysa, geleceğimize atılmış en iyi adım. Birileri bir yerlerden başlamalı yürekli eğitime.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home