YÜK
Ozanların gönlünce,dilince söze girmek huzur veriyor. Bu duygularla sevdalarını doğaya, insana, bilime inançlara akıtıyor. Ömer Hayyam ın dilince, söyleme güzellik katalım.* Bağzara gidip hep mey iç. Gitmeden bir gün elinden dildar(sevgili); Sana bir sır vereyim, söyleme hiç: Buruşan lale açılmaz tekrar.* Bu dizeler; İnsanı esenliğe çıkarmayan, sıkıntılara sebep olan duygulardan kendini korumak için meydana çık. İnsan olan yerde kedini besle. Tüm sevgililerin seni terk etmeden onları mutlu et. Yaşamının, kendi sağlığının,gençliğinin, sevdaların yok olup gitmeden kendine bak. Bencil olma. Tüm güzellikler içinde kendini bul. Yaşadığın her anın hakkını ver. Daha iyi bir yaşama ulaşmak için sevdiklerinizin yoluna ışık olun. Geçmişle, gelecek arasında köprüler kurun. Yeni düşüncelere kucak açın,yeşerip serpilmesine fırsat verin. Ağlamayı, yakınmayı, köstek olmayı bırakın. Sevdiklerinizi yürekli olmaya yüreklendirin. Size verilen sırlar sizde kalsın, taşımayın, yeni sırlarla tanışın, dost olun.verilen sırları taşımayın, sır küpüne dönmeyin, sırları yaşamınıza içirin, yeni güzelliklere dayanak olsunlar. Sır taşımak zor olanıdır. Hayyam bir sır veriyorsa tutmak ve taşımak gerekir. Ama yük olarak değil, yaşama sevinci olarak saklamak anlamlı olur. Yaşamın bir lale güzelliğinde. Özenle açılıp uzun süre güzelliğini taşımak ta senin kendi elinde. Olur olmaz düşüncelere yelken açıp, kendini azgın yaşam dalgalarına kaptırma.Güzel Marmara Denizi mizin suları göründüğü kadar şirin değil. Yüzmesini bilmek denizi geçmeye yetmez. Seni bekleyen azgın dalgalar, orfozlar(Alt üst su akıntısı), köpek balıkları, deniz sevdalılarının maganda davranışları insanı yok eder. Gündem de yerini alan çevresel, yöresel ve ülke gerçekleri bizim gateler ve televiz yonlardan aldığımız kadar basit olgular değil. Türkiye Cumhuriyeti mizin gelecek yüz yıllara taşınması savaşıdır. Yüz yıl önce kazanamadıkları savaşı şimdi kazanmaya,bizi sorunlar içinde boğarak gelin kurtarın dememizi bekliyorlar. Kurtuluş Savaşı mızın mandacıları kökleri dış sulardan beslenerek, her türlü aracı kullanarak hizmetlerini huşu içinde yerine getiriyorlar. Miras yedilerde; gelecek yüz yıllarda kendi kemiklerinin DNA larını inceletecekler devrimcilik, ilericilik, milliyetçilik adına; biz buralara nereden geldik atalarımız kimlerdi diyerek, köklerini arama savaşımına girişmeleri kaçınılmazdır. İnsanlığı saplantılarından kurtarmak, düyanın döndüğüne inandırmak binlerce yıl almıştır. Bütün dinler, ahlak kuralları, bilim insanın mutluluğunu sağlamaya yönelik çalışmalar yürütmüşlerdir ve yürütmekteler. Bu anlamda: Her özgürlüğün, her davranışın toplumsal yaptırımı (yükü) olmazsa olmaz. Fiziğin temel konuları içinde yük , kuvvet ve dinamik yer alır. İnsanı ve toplumsal konuların ülke sorunlarımızın kendi içlerindeki yükleri, kuvvetleri ve iç- dış dinamikleri görmeden olmaz. Zamana yolculuk yaparken; bütün güzelliklerin ve çirkinliklerin anası insan, yükü taşıyandır. Yaşamın sorumlulukları ve görevleri yük gelmesin.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home