Cumartesi, Ekim 29, 2005

YAKLAŞIM

"İnsan sıcağı"; insanın öteki insanlarla olan, insani ilişkilerinin derinliğini tanımlayan deyimimizdir. İçinde; huzur, güven, barış, sakinlik, akılcılık, sevecenlik, samimyet taşıyan sevimli tanımlamadır. Günlük davranışlar zincirimiz; ticari, siyasi, iktisadi, bürokrasi ortamlarında ki yüklendiği anlamlar farklılıklar gösterir. Söz gelimi; içtenlik,zayıflığı-araştırmak,cahilliği- saygıyla davranmak-korkaklığı,mağazanın vitrinine bakan müşteri- yolunacak kaz, taksi bekleyennimiz-ördek diyen zihniyetleri azımsayamayız. Trafikte; Bağlar Sokağında, Turgut Reis te, Milli Kuvvetler de, Yüzüncü yıl da duruş, kalkış seyirlerinden anlamamak, görmemek çok safdillik olur. Yağmur, kar, çamur,çukurlar yaşamımızın bir parçası, ama yayaların çilesi ve kaderi olamaz. Değerler sistemimizin alt üst olduğunu düşündüğümüz, yakındığımız durumlar için hiç kendimizi sorguladık mı? Daldan dala konarak bir açılım yapalım. Kütahya nın Pınarları Türküsünü hatırladınız sanırım. HİSARLI AHMET, bu türkünün aynak kişisidir. Oğlu, Mustafa dan alıntı yaptım,etkilendim. Kasetin üstüden; Anadoludan kopup gelen aşıklar , erenler bizi kahvede babamla söyleşip, çalıp çığırırlar. Yaşlı babam son günlerinde hacıya da gider. Ama köy düğünlerinede katılır gençlerle çalıp söyler. Bu duruma arkadaşları karşı çıkarlar. Ahmet Ağa !.. bırak gayrı gençlerle çalıp çığımayı diyerek takılırlar. Hey Ağalar!.. ben O gençlerle çalıp çığırdıkça; RABBİME daha çok yaklaşıyorum diyor. Sözün özü; yolda hangi hızla gittiğimiz, kavşaklara girişimiz, çıkışımız, parkedişimiz,, park yerinden ayrılışımız bizim için anlamlı olamaya bilir. Ama toplumumuz için bir anlamı vardır. Bunun için kurallara, koşullara, yaptırımlara bağlanmışlardır. Bu durumlar çağdaşlığımızın, kalkınmışlığın ölçütleri olduğunu biliyor musunuz? Girmeye el aman dediğimiz AB nin bize dayattığı 31 katılım müktesabatının ölçütleri bu yaklaşımlardır. İnsanın, insanı onurlandırması, yüceltilmesi kadar, ciddi, önemli değerli, asil davranış olamaz. Fırsatçı, köşe dönücü, çarpıcı, lümpence yaklaşımlar; davranış sahiplerine yarara getirmez. Asil davranışların kökenini kendi varlığımızda aramalıyız. Saygı temelinde yükeselen insani girişimlerimiz, çok hızla fark edilir. Kendimize yakıştıramadığımız yaklaşımları sergilememeliyiz.İçimizi çürüten duygular; benliğimizde yaşam alanı ararlar. Geçmiş zaman düşünürü,geleceğe göndermelerde bulunurlar. ? Aklı başında olanı deli, deli olanı akıllı yapan; AŞKTIR?diyorG.Bon. CİCERO ? İnsan Tanrıya ; öteki insanlara iyilik yaparak yaklaşabilir.? Yaklaşımındadırlar. Seçim hepimizin seçimi. Kime inanırsan inan. Sevildiğini bil. Sevdiğini anlatmanın ELLİ yolu olduğunu basından okudum. Kendinin bir DEĞER olduğunu anla. Sen bir tanesin, birsin. Sensiz, senin sağındaki ( Kazancını ifade eden değerler) bol sıfırların hiç bir anlamının yok olduğunu biliyor musun? Yaşamın zirveleri, zırvaları, geçitleri,tünelleri, tüm kavşakları kendini bitirmeden,yok etmeden, sakin ve akılcı yaklaşımlarla güzelleşecektir. Harmanlanmış, mayalanmış, yoğunlaştırılmış duygularla yüklü yaşayınız.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home