Cumartesi, Ekim 29, 2005

PARÇASI OLAMAK

Yanmış, yakılmış bir ülkenin külleri arasından, kıvılcımlar saçarak, destanlar yaratarak; Ortadoğu?da bağımsızlık ve özgürlük bayrağını taşımak, işgalci güçlerin bağrına kendi süngülerini saplamak, kendi silahlarını geri teptiren olaylardan yeni dersler çıkarmanın tam zamanıdır. Kurtuluş ve kuruluşa hizmet etmiş nice adsız kahramanları yad etmek şükran borcumuzdur. Kendi geleceğini kendilerinin belirleme haklarını kullanan asil milletimizin başarılarının yarınlara taşınmasında OCAK görevini üstlenen Türk Silahlı Kuvvetleri?mizin nöbet devir teslimi törenlerini övünçle izliyoruz. Mustafa Kemal?in;? Ordular! İlk hedefiniz Ak Deniz?dir, ileri.? Komutuyla şahlanan ordumuz ve milletimizin, büyük utkuyla taçlanan mutlu günlerin seksen üçüncü yıl dönümünü yaşıyoruz. Yüreklerinde vatan ve millet aşkının aydınlığı, ?Cephede, ayna gibi parlayan mitriyallözlerin, süngülerin parıltısı? yıldırımlar saçan askerlerimizin haklı sevinçlerine katılmamak büyük aymazlıktır. Yürekli insanlarımızın; emekleri,inançları ve tutarlılıklarının bayraklaştığı Büyük Zafer günlerinin aydınlığında yol alıyoruz. Onların, onurlu savaşımlarının sonucu haklı kazanımlarıyla gurur duymamak, sahiplenmemek, büyük onursuzluk ve aymazlıktır diyorum. Kurtuluşa giden yolda yaşanan son 14 (26 Ağustos-9 Eylül)günlük; var olma ve yok olma savaşı, Yeni Türkiye?nin aydınlık geleceğine vurulan zincirlerin kırılıp atıldığı, yüzüne kapatılan kapıların sökülüp atıldığı, Türk?ün Ateşle imtihan yapıldığı, kavurucu günlerindeyiz. Dünya Sömürgeci Siyaset Denizinin, azgın dalgalarına boyun eğmeden, Kurtuluş ve Kuruluş Gemisini limana demirlemek, her baba yiğidin harcı değildir Bu azim ve cesareti kendinde bulup bize bu günleri sunan kahramanlara bıyık büken, onları küçümseyenlerin vay hallerine. Onlar ki; kul, teba ve köle zihniyetini aşamayıp; kendi içlerinde dönen ,özgür birey olamamışlara söylenecek sözümüz, yazılacak yazımız yokYaratılan, bize emanet edilen bu güzellikler içinde, Ak Deniz?in mavi sularında yüzenler; her denize giriş ve çıkışlarında, kaz dağlarının ve madra dağlarının oksijenini kokladıklarında şükran borçlu olduklarını unutmamalıdırlar. Kuzeyden ?güneye, güneyden -doğuya Ak Deniz Kıyıları yerleşkelerinde; Dostluk- Barış- Emek Kültür şenlikleri ve harman sonu, panayır ve festivalleri coşkusu yaşanmaktadır.Bağımsızlık ve özgürlük savaşçılarının; kazanımlarının gölgesinde, varlığın, gösterişin, ayrımcılığın, kültürsüzlüğün çamurunda debelenenlere kim ne diyebilir? Bir birimizi ağırladığımız, söyleştiğimiz, hasret giderdiğimiz bayram günleri ilan ettiğimiz, sonsuz sevinçler yaşadığımız zaman dilimlerinde,insanları örseleme, onlara hakaret tavır ve edalarıyla nereye varırız? İçi boş nutuklar, takınılan inatçı, güvensizlik içeren vücut dilimizle, kimi ikna edebiliriz.Yurt ve dünya barışına engel tutumlar, terör ve ayrılıkçı yaklaşımlar mutlu geleceğimize ekilmiş kanser hücreleridirler. AFYON KOCA TEPE?den; ?Şayak kalpaklı, mavi gözlü, Sarışın kurt...?, Asil Türk Milleti?nin geleceğine uçuyordu. Parçası olmaktan gurur duyduğum ulusumun bireyi olarak; ZAFER HAFTASINI ve DESTANINI yaratanların yolunda , izinde yürüyüp, onların bir parçası olarak yaşayanları yürekten kutluyorum.30 Ağustos Zafer Bayramımız Hepimize Kutlu olsun.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home