GELİŞMİŞ BEYİNLER
Güneşin doğuşunun , batışının farkına varmadan, yarınlara dalmışsınız. Kendinizi alıp gitmişsiniz. Engin sulara vermişsiniz. Denizin dibinde kirli olmak, kirli kalmak nasıl bir olgudur? Düşündünüz mü? Acıların tadını aldınız mı? Yokluğu yaşadınız mı? Haksızlıklar karşısında kine öfkeye kapıldınız mı? Kendinize nezaketle davrandınız mı? Saçma sapan sorular. Yanıtları evet, hayır olmuş, veya cevapsız kalmış kime ne? Yaşadığımız günlerin anlam ve önemi, dilden dile dolaşan öykümüzde daha açık ortaya konur: Koca bir çınarın kovuğunda yaşayan yılana, vatandaşın biri her gün süt götürür. Yılan sütünü içer, ağzından bir altını vatandaşa verir, gider. Zamanla vatandaş hastalanır. Yılanı besleme görevini oğluna emanet eder. Aman oğlum! Yılanı aç bırakma geçimimizdir. Oğul, bir-iki gün görevi yerine getirir. İş tatlı. Ama ben her gün neden geleyim? Yılanı öldürüp, altınların tümüne sahip olayım diyerek kazmayı kaldırır ve indirir yılana, yılanın kuyruğu kopar, kuyruk acısına oğulu sokar ve oğul ölür. Baba gelir ki acıklı. Olan olmuş. Yaşlı vatandaş yılana seslenerek; bende evlat, sende bu kuyruk acısı varken bizim birbirimizle çok işimiz var. Akan zaman içinde; ekonomik, sosyal, kültürel, ve tarihi çeşitliliğimizin oluşmasında, gelişip serpilmesinde emeği geçen gelişmiş beyinlerdir. İnsanlar arasına girerek, akılları karıştırarak, çıkarlarını hiçe sayarak, aç gözlülük yaparak, olumsuzluklar yaratmanın yeri ve zamanı değildir. Gelişmiş beyinler; Kendi toplumsal değerlerimizden bağımsız, uçuk değerlerle uğraşmanın, kendi kültürel değerlerini, yaşam biçimlerini değişmez seçenek olarak sunma yanlışlığına yeşil ışık yakılmaması mutlu geleceğimizdir. Ulusal Egemenliğimizin, Üniter yapımızın, Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapısının temellerine konulan harç suyla karılmadığına tüm dünya tanıktır. Nasıl? Duvarı nem, insanı gam yıkıyor sa,; gamlanmalar ve nemlenmeler yaratan düşünce ve eylemlerin, filizlenip yeşermesi, beğenmedikleri, numaralandırdıkları sistem ve adını söylemeye tenezzül etmdikleri gelişmiş beyinlerce gerçekleştirildiğinin unutulması gerekir. Bir gün sıra bize gelince, inanmadıkları değerler sisteminin nimetlerinin gerekli olduklarına inandıkları zaman, mutlu olacaklarına inanıyorum. Sevgi, saygı, dayanışma anlamındaki çalışmalar insana mutluluk ve huzur veriyor. Fırsat verildikçe insan kendini geliştirir. Doğumdan ölüme,beynimiz gelişmeye hacimce değil, kullanıldıkça kendini geliştirir. Tüm insanları beyinli, beyinsiz ikileminde değerlendirmek beyinsizliktir. İkinci Dünya Savaşı nda gelişmiş, üstün beyin ve ırk yaratma çalışmalarının, insanlığın başına neler açtığı hafızalardan silinmemiştir.
İhsan DURAKÖğretmen (E)
İhsan DURAKÖğretmen (E)
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home