AYKIRILIKLAR
Varlıkların,olayların, eylemlerin fiziksel tanıtımında, asıl eleman olarak, boyut kavramı kullanılır. Günlük yaşamın değerleri; olumlu- olumsuz, negatif-pozitif, güzel- çirkin neler varsa insan ait olgulardır. Biz bu olguları kendi oluşumları içinde; çözmeye, birleştirmeye ve yeni şekillendirmelerle zihnimizi açık tutmaya uğraşırız. Sözcüklerle dans ederek duygu ve düşüncelerimizi sunmaya ,yazmaya özen gösteririz. Zaman, mekan, insan üçgeninde kalarak; iş, oluş, hareket ve eylemleri kendi boyutlarıyla değerlendirmeye alıp, ölçüp-biçip, aklımızın potasında eritip zamanın kalıplarında şekillendirip insanlarımıza ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kendi içlerinde ki enlem ve boylamı yanında, yaşantılarımızın derinliği,kapsam alanı ve nısıf kuturu bulunduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Günlük çıkar ilişkilerinde; insanı, ahlaki, ticari kurum ve kurallar bir biriyle örtüşmediğinde tadımız kaçar. Toplum ve toplumlar arası olayları anlamaya çalışırken; ulusal, bölgesel dengeler içinde kalarak, İnsanı, ekonomik ve siyasi gelişimlerin yorumlaması yapılmalıdır. İnsanlığımızı tehdit eden durumları sayıp dökmenin bilmem yararı olur mu? Bencil olmadan ,ırkçılığın batağına saplanmadan, üstünlük çukuruna düşmeden küresel sorunların ortak çözümü ,tüm dünyamızın kendi geleceğini kendi kurma, kurtarma savaşımıdır. Tüm insanlığımızı tehdit eden küresel açlık, ısınma, enerji kaynaklarının yok olması, doğanın acımasızca tahrip edilmesi, eko sistemin bozulması, aşırı silahlanma, yer altı ve yerüstü kaynaklarını talanı, iklimlerin değişmesi, doğal dengelerin bozulması, etnik, inanç ayrımcılığının körüklenmesi, kontrol altına alınamayan nükleer denemelerin sürmesi, korkunun, ürküntün, yıkımın ve çaresizliğin kaynağı;önlenemeyen TERÖR kimlik sormuyor. Dünyamızın aşırı nüfus artışı, artan yaşlı nüfus, ve tüm zamanlarda insanın çözmeye çalıştığı konular; özgürlük, eşitlik, adalet duygularının gelişip serpilmesi dünya barışını allak bullak ettiği gözlenmektedir. Dünya kardeşliği adına yola çıkanlar, bu durumdan nemalananlar, arada kalanlar sürüsüyle. Herkes ayrı boyutlar da ve zamanlarda gezinerek, hiçbir yön ayrımına girmeden kendilerini ayrık tutamadıkları teröre karşı ortak tavır koyamadıkarını dünya izliyor. Tüm ahlak, inanç, hukuk, siyasi ve ekonomik sistemleri görünürde bu sorunları çözmeye çalışıyorlar. Sizce yeterli mi? Savaşım inandırıcı mı? Yapılan ortak girişimler samimi mi? Kendilerini, dünya barışının babalığını, jandarmalığını üstlenenlerin söylemlerinde ,eylemlerinde ölçek aldığımız boyutların içine sığmayan, başka düzlemlerde ki aykırılıkların yaşandığını tüm dünya görüyor. Özgürlüklerin, barışın, adaletin, eşitliğin kardeşliklerin kullanılarak, bu boyutların dışında aykırılıklar yaratmanın sizce ne anlamı olabilir? Terör uzmanlarını yetiştirenler,, bunları koruyup besleyenler, uluslar arası adalet önüne çıkarmayanlar, kimler? Ulusal Kurtuluş savaşımızdan sonra, soğuk savaş süresince, yaşadığımız son otuz yılın ürünü Türkiye Cumhuriyeti?mizin onlarca canına ve milyarlarca lira sına mal olan terör dalgasının yaratıcıları, sizce özgürlük savaşçıları olabilirler mi? Söz ustası Neşet Ertaşı, o zaman diyor;?Kendim ettim kendim. Kendim buldum eyvah! Eyvah!
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home