HAKKI'NIN İNSAN HAKKI
“İnsanlık topluluğunun bütün üyelerinde bulunan onurun; eşit ve başkasına aktarılamaz hakların tanınması, dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğu,” nu öğrendik. Öğrendik te başımız göğe mi erdi? Binlerce yıllık insanlık tarihe baktığımızda; insanlığın insanlardan çektiğini ormanlardaki çıplak çakallar bir birinden çekmemiştir.
İnsan hakları evrensel bildirgesine baktığımızda
ÖN SÖZÜNDE:
“İnsan haklarının tanınmaması ve hor görülmesi insanlık vicdanını isyana yönelten zorbalıklara yol açmış olduğu ve insanları korku ve yoksulluktan kurtulmuş, söz ve inanç özgürlüğüne kavuşmuş bir dünya kurulması insanoğlunun en yüksek ideali olarak ilan edilmesi olduğu,
İnsanın baskıya, baskı yönetimine karşı son çözüm olarak ayaklanmak zorunda kalmaması için, insan haklarının bir hukuk düzeniyle korunması bir zorunluluk olduğu,”yazılıdır…
İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ İLK ÜÇ MADDESİ İÇİNDE İRDELEME |
Madde 1: Bütün insanlar özgür; onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar.
Madde 2: Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da her hangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin bu Bildirge'de açıklanan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir.
Bundan başka, ister bağımsız ülke uyruğu olsun, isterse bağımlı, özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke uyruğu olsun, bir kişi hakkında, uyruğu bulunduğu devlet ya da ülkenin siyasal, adli ya da uluslararası durumu bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.
Madde 3: Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
M adde 4: Hiç kimse köle ya da kul olarak kullanılamaz; kölelik ve köle alım satımı her türlü biçimiyle yasaktır…”.
Ön sözünden ve ilk üç maddesini kayda aldığımız “İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİNİ parlamentolarınca onaylayan ülkelerin, insan hakları uygulamalarına bakıldığında görülecektir ki; sözde kabul, özde vurun abalıya olduğunu göreceksiniz.
İnsanların özgür, onurlu olduğunu, eşit doğup, kardeşçe eşit yaşadıklarına inanıyor musunuz?
Akıl ve vidan sahibi, kendini çağdaş diye tanımlayan ülkelerde; en vahşice insanlara saldırıldığına tanık olmayanımız var mıdır? Tanık olmayan varsa; insanlıktan nasibini almamışlardır.
Bu gün ülkemizde yaşadığımız siyasal ve sosyal sorunların asıl kaynakları nelerdir?
“Irk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da her hangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, “ bölgesel, etnik farklılıkları körükleyerek, ülkemizdeki huzur ve barışın bozulmasına hizmet edenlere bir bakınız. Göreceksiniz ki böl parçala yöntemleriyle kardeşi kardeşe kırdırmanın planlarını yapan zihniyetlerin farkında olmamız gerekir.
Hakkı arkadaşım. Ben Hakkı’ya hakkınca, onun hakkını veremiyorsam, benim Hakkı’ının İnsan hakkını çiğnemiş olmaz mıyım? Hani bu ülkede demokrasi havarisi kesilen Hakkı’lar neden? Hakkının İnsan hakkına sahip çıkamıyorlar? Çıkamazlar çünkü kendi haklarını korumaktan; “HAKKI’NIN İNSAN HAKKI” HAKK’A HAVALE * İ DURAK İ *
10 Aralık Pazartesi İnsan Hakları Günü’ydü. Bu hafta insan hakları olarak kutlanacakmış. 1 gün, bir hafta hatırlanan Hakkı’nın İnsan Hakkı, 365 gün,51 hafta unutulmasın erenler.
YENİ YIL MUŞTUSU
2012 Yılı sona erdi. Yep, yeni bir yıl geldi. Kentlerin alış veriş merkezleri, EŞ VE DOSLARA yeni yıl hediyeleri almak için dolup taştı. Yeni yılda, yeni ödüller, terfiler, makamlar, yeni sıfatlar, yeni erdem ve erdemsizlikler velhasıl insanlarımızın tuhaf hallerini görür ve yaşarsınız.
Dünü unutur, bu günü yaşarsınız. Günler, günlere, aylar, aylara, yıllar, yıllara eklenir; bir de bakarsınız ki arkanıza, bir arpa boyu yol almışsınız .
Tüm ömrünüzü bir şeyler olmaya, yeni şeyler almaya adarsınız. Geçmişle geleceği birbirine bağlarken, adınızın önüne yeni sıfatlar yüklemenin telaşında bulursunuz. yeni ASıR size, yeni anlam ve misyonlar yükler. Misyon, vizyon cenderesindesiniz.
Yeni ASRın başında ANTİ EMPERYALiST, sonunda EMPERYALİST olursunuz. Yerel anlamda; dün devrimci, bu gün tutucu, ilerici, gerici,yenilikçi,modernist.. olabilirsiniz. Dünkü sistemi savunurken, bugün; yaşadığınız konumuzdan mutlu mesut ve bahtiyar olabilirsiz.
Gördük- yaşadık, yaşıyor ve görüyoruz. Adının önündeki sıfatları taşıyamayan “EŞREF-İ MAHLUKAT”lara sözüm. Adabı muaşeretten, edep ve hayadan, vatan ve milletten söz ederlerken, bir anda kendilerini ulaşılmaz, anlaşılmaz kılarlar hiç kimse onları anlamaz . Dün küfrettikleri sistemin dümen suyuna girerek yeni sıfatlar için olmadık şaklabanlıklar yaparlar. Havada, karada, denizde bilmem nerede? Ne kadar TAKLA varsa atarlar.
Dün, tüm kutsal değerlere küfür edenler; bu gün saaaf, saaaf olmuşlar; düzenden nasiplenmenin duasını yapmaktalar. Din, iman,ahlak, etik değerler vaazında en öndedirler.
Gelelim yeni yıl MUŞTUMUZA;
Güzel ülkem de; her türlü sıfatı( at,ok,yıldız , ay,..kor, or,aza, ayan,genel ve özel…) kazanabilirsiz.
Tabiidir ki, beceriniz, kabileniz, tarikatınız, etkin ve yetkin cemaat çevreniz olur; siyasi ve ekonomik zırhınız varsa hiçbir engel çıkmaz.
Hırsızlık, ahlaksızlık yapıp, trafiği alt üst edip onlarca insanın ölümüne sebep olsan muhteremsin. DEVLETİ ONLARCA LİRA ZARARA SOKSANDA bir sahip çıkanın olur. Arsızlığın, yüzsüzlüğün yanına kalır. Önüne gelene küfür etsen de, kimse sana dokunamaz. Sana dokunan yanar. Bizim ŞEREFSİZ ŞEREF; ŞANLI ŞEREFLİ BİR ŞEREF olur.
ANCAK SEN; BİRŞEY OLAMAZSIN;
ŞEREFLİ ŞEREF iken REZİL OLAMAZSIN.
Olmak istesen de; böyle bir sıfatı kazabilmen için çok fırın ekmek yemen gerekir *İ DURAK İ*. Sende bu yalamalık varken, hiç bir KAK olamazsın. BİR KAK olsan da, bu yaştan sonra hiç bir KAKA yaramazsın. Sen kendine mukayyet ol yeter.
NİCE MUTLU YILLARA…